Sayfalar

7 Haziran 2017 Çarşamba

3.Âl-i İmran Sûresi 98-109. Âyetler

Kovulmuş şeytanın şerrinden Rahmân Rahîm Allah'a sığınırım

98 De ki: "Ey Kitap ehli! Allah yaptıklarınıza şahit olup dururken, niçin Allah'ın âyetlerini reddediyorsunuz?"
99 De ki: "Ey önceki vahyin takipçileri! Doğru olduğuna bizzat şahit olduğunuz hâlde, onu eğri göstermeye çalışarak, iman edenleri niçin Allah yolundan döndürmeye çabalıyorsunuz? Ne ki Allah yaptıklarınızdan asla gâfil değildir."
100 Siz ey (Kur'an'a) iman edenler! Kendilerine kitap verilenlerden bir fırkaya uyarsanız, sizi imanınızdan sonra yeniden inkâra döndürürler.
101 (Onlar böyle yapabilirler), ama siz nasıl olur da Allah'ın âyetleri size okunup dururken ve O'nun elçisi aranızdayken inkâra yeltenebilirsiniz? 
Ne var ki Allah'a sımsıkı yapışan, dosdoğru bir yola yöneltilmiş demektir.
102 Ey (Kur'an'a) iman edenler! 
Allah'a karşı sorumluluğunuzun gereğini hakkıyla yerine getirin! Ve (Allah'a) tam teslim olmadan can verecekseniz, sakın ölmeyin!86
103 Hep birlikte Allah'ın ipine sımsıkı yapışın ve birbirinizden ayrılmayın!87 
Ve Allah'ın üzerinizdeki nimetini hatırlayın: 
Hani siz birbirinize düşman iken kalplerinizin arasını uzlaştırdı da, O'nun lutfu sayesinde kardeş oldunuz; 
ve siz ateşten bir çukurun kenarındaydınız da, sizi oradan kurtardı! İşte bu şekilde Allah size mesajlarını açıklar ki doğruyu bulasınız. 
104 Öyleyse sizler hayra çağıran meşru bir  olanı öneren, kötü ve yanlış olandan da sakındıran bir ümmet olun!88 
İşte onlar, evet onlardır sonsuz mutluluğa erenler.
105 Kendilerine hakikatin apaçık belgeleri geldikten sonra paçalanıp birbirine düşen kimseler gibi olmayın;
89 
işte bunlar var ya, korkunç bir azaba müstahak olanlardır;
106 bazı yüzlerin ağarıp bazı yüzlerin karardığı o günde, yüzü kara çıkanlara (denilecek ki): 
"imana erdikten sonra inkâra saptınız ha? O hâlde, inkârınızdan dolayı tadın azabı!"
107 Fakat yüzü ağaranlar Allah'ın rahmetine garkolacaklar; onlar o rahmette daimi kalacaklar.
108 İşte bütün bunlar Allah'ın mesajlarıdır. 
Biz bunları sana, gerçek bir amaca mebni olarak iletiyoruz; zira Allah, hiç kimseye haksızlık etmeyi murat etmez.
109 Göklerdeki ve yerdeki her şey Allah'a aittir, bu yüzden kainattaki her şey Allah'ın yasalarına göre hareket eder.90

Dipnotlar:

86 Çevirimizin gerekçesi için bkz: 2:132, not 252.
87 Allah Rasulü bu ipin Kur'an olduğunu söylemiştir (müslim, 2:227); Tirmizi, 4/343). Vahdet sosyal tevhid, tevhid akidevi vahdettir. Doğal olarak tefrika da sosyal şirk olmaktadır.
88 Çevirimiz Nesefî'nin mini beyaniyye sayan (ve'ltekûnû ummeten) yaklaşımına dayanır. Alternatif bir anlamı da şudur: "Ümmet saparsa onu düzeltecek bir maya topluluk bulunsun!" Bu bir ebedî risalet çağrısıdır. Risaletin Nebi'den sonra ümmetin omuzlarında olduğunu beyan eden bu âyet Fâtır 32 ışığında anlaşılmalıdır. Bu âyet "ümmet" olmanın bir takım kurmak ve kuru kuruya o takıma mensup olmak değil, ehliyet ve liyakat kesbetmek demeye geldiğinin belgesidir. Zira ummetin türedildiği kök "anne", ümmet de insanlığa anne gibi şefkat ve merhamet abidesi kesilen toplumdur.
89 Yasak olan görüş farklılığı değil, bu farklılıkların inanç birliğini parçalamasına izin vermektir.
90 Zımnen : Ey insan! Bütün bir kâinat Allah'ın yasalarına uyarken, sen Allah'ın tabiat, tarih ve toplum için koyduğu yasaları gözardı ederek nasıl bir netice elde etmeyi bekliyorsun?!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder