Kovulmuş şeytanın şerrinden Rahmân Rahîm Allah'a sığınırım
46 Önceki vahyin mensuplarıyla tartışırken, haksızlık etmedikleri sürece en güzel yol ve yöntemden başkasına itibar etmeyin ve deyin ki: "Biz bize indiriline de, size indirilene de inanmışız; bizim de, sizin de ilâhınız bir ve tektir; evet, biz kayıtsız şartsız sadece O'na teslim olmuşuz."
47 (Ey Peygamber!) İşte bu kitabı sana böyle (bir mesajla) indirdik; bu yüzdendir ki bu kitabı kendilerine verdiklerimiz ona iman ederler; işte şu (önceki vahyin mensupları) arasında da inanan kimseler olacaktır: zaten nankörler63 dışında hiç kimse âyetlerimizi bile bile inkâr etmiyor.64
46 Önceki vahyin mensuplarıyla tartışırken, haksızlık etmedikleri sürece en güzel yol ve yöntemden başkasına itibar etmeyin ve deyin ki: "Biz bize indiriline de, size indirilene de inanmışız; bizim de, sizin de ilâhınız bir ve tektir; evet, biz kayıtsız şartsız sadece O'na teslim olmuşuz."
47 (Ey Peygamber!) İşte bu kitabı sana böyle (bir mesajla) indirdik; bu yüzdendir ki bu kitabı kendilerine verdiklerimiz ona iman ederler; işte şu (önceki vahyin mensupları) arasında da inanan kimseler olacaktır: zaten nankörler63 dışında hiç kimse âyetlerimizi bile bile inkâr etmiyor.64
48 Hem sen bu (Kur'an)dan öne herhangi bir (kutsal) kitabı okumuş değildin; dahası onu kendi elinle65 yazıyor da değilsin. Eğer böyle bir şey olsaydı insanları kuşkuya düşürürlerdi,66 gerçeği geçersiz kılmaya yeltenenler.67
49 Aksine o (Kitab, sahibine seçip ayırma yeteneği kazandıran) bir ilim,68 bahşedilenlerin gönüllerinde yer bulan hakikatin apaçık belgelerinden oluşmuştur.69 zaten bilinci altüst olmuş kimselerden başkası âyetlerimizi bile bile inkâra yeltenmiyor.70
49 Aksine o (Kitab, sahibine seçip ayırma yeteneği kazandıran) bir ilim,68 bahşedilenlerin gönüllerinde yer bulan hakikatin apaçık belgelerinden oluşmuştur.69 zaten bilinci altüst olmuş kimselerden başkası âyetlerimizi bile bile inkâra yeltenmiyor.70
Dipnotlar:
63 el-Kâfirûnu "nankörler" şeklinde çevirimizin gerekçesi için bkz: 17:8, not 18.
64 Yechaduûnun "bile bile inkâr" anlamı için bkz: 16:71, not 80.
64 Lafzen: "sağınla"Ayrıca bkz: 28:45.
66 Şekk'ten farklı olarak raybın "ya doğruysa kaygısı içeren şüphe" oluşuyla ilgili bkz: 9:110 not 5 ve 149, not 5.
67 Hicretin hemen arefesinde inen bu âyetler, Medine Yahudilerine karşı Nebi'nin üslubunu inşâ etmektedir. Burada olumsuzlanan, Allah Rasulü'nün Kur'an vahyinden önce herhangi bir vahyi okuyup yazmamış olduğudur. Bu âyet Furkân 4-5'te kastedilen türden (Krş: 16:103), vahyi peygamberin yazdığı iftiralarını reddetmektedir. Kur'an'ın içeriği, vahyin kaynağının Peygamber olmadığının en çarpıcı delilidir. Zira Kur'an'da Rasululah'ın özel hayatında yaşadığı büyük acılar (amcasının, eşinin, oğlunun, kızlarının ölümleri) ve sevinçlerinin izine rastlanmaz. Hz. İsa'nın annesiyle ilgili 98 âyetlik bir sûre ve ayrıca onlarca âyet yer alırken, Hz Peygamberin annesiyle ilgili tek bir îmâda dahi bulunulmaz.
68 'İlme parantez içinde verdiğimiz bu anlamın gerekçesi için bkz: 21:74, not 74.
69 âyâtun beyyinâtun, vahyin doğruluğuna ve ilâhi kaynağına atıf olarak gönderilen vahiy dışı kesin mucizevî kanıtlar. Bunlar maksat değil, vahyi gösteren araçlardır. Amaç, onların kendisini gösterdiği vahiydir. Bu, sûrenin 51. âyetinin delâletiyle açık ve net olarak söyleyebiliriz ki, vahiy en büyük mucizedir.
70 Zalimûna verdiğimiz bu anlam için bkz: 71:148 ve krş: 21:65, not 67.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder