Kovulmuş şeytanın şerrinden Rahmân Rahîm Allah'a sığınırım
1 Elif-Lâm-Mîm!1
2 Allah -ki O'ndan başka ilah yoktur- mutlak diri, hayatın ve varlığın kaynağı ve dayanağıdır.2
3 O, önceki (vahiy)lerden bugüne ulaşan hakikatleri doğrulayan bu ilâhî kelâmı sana sapasağlam indirmiştir; üstelik, Tevrat'ı ve İncil'i de O indirmiştir3 4geçmişte insanlığa yol gösterici olarak yine hakkı bâtıldan kesin hatlarla ayıran Furkân'ı da O indirmiştir.
Allah'ın mesajlarını inkâr eden kimselere gelince: Onların hakkı şiddetli bir azaptır; zira Allah üstün ve yüce olandır, insana yaptığının acısın tattırandır.
Allah'ın mesajlarını inkâr eden kimselere gelince: Onların hakkı şiddetli bir azaptır; zira Allah üstün ve yüce olandır, insana yaptığının acısın tattırandır.
5 Kuşku yok, yerde ve göklerde olan hiçbir şey Allah'tan gizli-saklı değildir.
6 Rahimlerde sizi, tercih ettiği şekilde tasarlayan O'dur. O'ndan başka ilâh yoktur; O her işinde mükemmel olandır, her hükmünde tam isabet edendir.
7 Yine O'dur sana İlâhî Kelâm'ı indiren. O'nun âyetlerinden bir kısmının hükmü kesin ve nettir; bunlar İlâhî Kelâm'ın anasıdır. Gerisi de müteşabihlerden oluşmuştur.4 Kalplerinde yamukluk bulunan kimseler, fitne çıkarmak ve tevil etmek amacıyla, onun müteşabih olan kısmının peşine düşerler. Oysa onun gerçek te'vilini kimse bilmiyor, yalnızca Allah (biliyor), ve ilimde sağlam basanlar derler ki: "Biz ona inanırız, tümü Rabbimizin katındandır. Aktif akıl sahiplerinden başkası bu gerçeği fark edemezler."5
8"Rabbimiz! Bizi doğru yola ilettikten sonra kalplerimizi saptırma6 ve bize katından bir rahmet bahşet: çünkü yalnızca Sensin hiç karşılıksız sınırsızca lutfeden."
9 " Rabbimiz! Geleceğinden kuşku duyulmayan o günde Sen insanlığı bir araya toplayacaksın! Çünkü Allah vaadinden asla dönmez."7
6 Rahimlerde sizi, tercih ettiği şekilde tasarlayan O'dur. O'ndan başka ilâh yoktur; O her işinde mükemmel olandır, her hükmünde tam isabet edendir.
7 Yine O'dur sana İlâhî Kelâm'ı indiren. O'nun âyetlerinden bir kısmının hükmü kesin ve nettir; bunlar İlâhî Kelâm'ın anasıdır. Gerisi de müteşabihlerden oluşmuştur.4 Kalplerinde yamukluk bulunan kimseler, fitne çıkarmak ve tevil etmek amacıyla, onun müteşabih olan kısmının peşine düşerler. Oysa onun gerçek te'vilini kimse bilmiyor, yalnızca Allah (biliyor), ve ilimde sağlam basanlar derler ki: "Biz ona inanırız, tümü Rabbimizin katındandır. Aktif akıl sahiplerinden başkası bu gerçeği fark edemezler."5
8"Rabbimiz! Bizi doğru yola ilettikten sonra kalplerimizi saptırma6 ve bize katından bir rahmet bahşet: çünkü yalnızca Sensin hiç karşılıksız sınırsızca lutfeden."
9 " Rabbimiz! Geleceğinden kuşku duyulmayan o günde Sen insanlığı bir araya toplayacaksın! Çünkü Allah vaadinden asla dönmez."7
Dipnotlar:
1 Mânası konusunda sözün tükenmeyeceği bu harfler, Hz. Peygamber'in aldığı vahyi tek bir harfini dahi zayi etmeden ilettiğinin lafzî şahididir (Bkz: 68:1, not 1).
2 Allah tasavvurumuzun inşâsına dair benzer bir âyet için bkz: 2:255.
3 Kur'an'ın indirilişi tenzîl ile ifade edilirken, Tevrat ve İncil'in indirilişinin inzâl ile ifade edilmesi dikkat çekicidir. Tenzîlin aşamalılık ifade ettiğini söyleyen Zemahşerî'ye Ebu Hayyan'ın yaptığı itiraz gayet yerindedir. Zira Kur'an'ın inkârcıların dilinden naklettiği "Tek seferde indirilseydi ya!" (25:32) itirazında kullanılan kelime aynıdır. İnzâlden farklı olarak tenzil, eyelmin güç ve takviyesine delâllet eder. Bu fark çeviriye "sapasağlam" şeklinde yansımıştır (İnzâl ve tenzîl farkı için bkz: 12:2, not 3).
2 Allah tasavvurumuzun inşâsına dair benzer bir âyet için bkz: 2:255.
3 Kur'an'ın indirilişi tenzîl ile ifade edilirken, Tevrat ve İncil'in indirilişinin inzâl ile ifade edilmesi dikkat çekicidir. Tenzîlin aşamalılık ifade ettiğini söyleyen Zemahşerî'ye Ebu Hayyan'ın yaptığı itiraz gayet yerindedir. Zira Kur'an'ın inkârcıların dilinden naklettiği "Tek seferde indirilseydi ya!" (25:32) itirazında kullanılan kelime aynıdır. İnzâlden farklı olarak tenzil, eyelmin güç ve takviyesine delâllet eder. Bu fark çeviriye "sapasağlam" şeklinde yansımıştır (İnzâl ve tenzîl farkı için bkz: 12:2, not 3).
4 Muteşabihin ait olduğu bab, bir şeyin görüntüsüyle aslı arasındaki fark olduğu, öyle olmadığı hâlde öyleymiş gibi göründüğü durumlar için kullanılır. Mutenebbi: "peygamber olmadığı hâlde öyle görünen"; muteşair:" şair olmadığı hâlde öyle görünen" demektir.
Konunun üç unsuru vardır: 1) Hatip. 2)Hitap. 3)Muhatap.
Ağzını açan anlaşılmak ister. Hiçbir hatip anlaşılmamak için konuşmaz. O hâlde Kur'an'dan müteşabihlik Hatip'ten kaynaklanmaz. Geriye hitap ve muhatap kalmaktadır. Hitap Kur'an'dır. Kur'an mubin'dir. Gerçişsiz olarak "özünde açık ve anlaşılır", geçişli olarak "açıklayan ve anlaşılır kılan" demektir. Tıpkı bunun gibi müteşabihlik de iki şekilde anlaşılmalıdır.
Birincisi: Ebu Ubeyde'nin anladığı gibi "bir kısmı diğer kısmına benzer" anlamındadır. Kur'an'ın tamamı bu anlamda müteşabihtir (39:23).
İkincisi: Lafzın maksat ve muradına dair kapalılık anlamındadır.
İkincisi: Lafzın maksat ve muradına dair kapalılık anlamındadır.
Bu da hakikî ve izafî diye ikiye ayrılır.
Hakikî müteşabihlik, konunun taiatı gereği bir hitap yöntemi olarak kullanılır. o da âhiret, cennet ve cehennem gibi idraki aşan gaybi hakikatlere ilişkin mecazın en yoğun kullanıldığı âyetlerir. Gaybî konular akla hep müteşabih kalır, fakat insanı Allah'a yakın kılan iman, islâm, îkan, ihsan, muhabbet, muhabbet, velâyet, kurbiyyet sayesinde kalp mutmain olur.
İzafî müteabihlik ise ya belâgat maksadıyla dolaylı anlatımdan ya da üçüncü taraf olan muhatabın hitaba ve hitabe olan mesafesinden kaynaklanır. Ekseriyeti oluşturan bu tür bir müteşabihlik, mutahabın hitaba yakın olmasıyla muhkeme dönüşür. Bu da bir yönüyle dil, belâgat, bedî, beyan, meânî başta olmak üzere kapsamlı ve çok boyutlu bilgi ile; diğer yönüyle taakkul, tedebbür, tezzekkür ve tefakkuh başta olmak üzere derin ve ufuklu bir tefekkür ile halledilir.
5 Cümlenin başında vavın bağlaç mı, başlangıç edatı mı olduğu tartışılmıştır. Aslında âyetin dediği açıktır: Müteşabihin ardına kalbinde yamukluk bulunanlar ve fitne çıkarmak isteyenler düşerler. Bu yerilen kesimdir. Vav'la başlayan cümle ise övülenlere ayrılmıştır. Dolayısıyla tavırları kıyaslanan iki kesim birbirinden vav ile ayrılmıştır. Kınanan te'vil, elbette anlamayı değil anlamı bulandırmayı (fitne) hedefleyen te'vildir. Müteşabih âyetlerin bu âyette ifade edilen iki hikmeti vardır:
1) Kalplerin sınanması.
5 Cümlenin başında vavın bağlaç mı, başlangıç edatı mı olduğu tartışılmıştır. Aslında âyetin dediği açıktır: Müteşabihin ardına kalbinde yamukluk bulunanlar ve fitne çıkarmak isteyenler düşerler. Bu yerilen kesimdir. Vav'la başlayan cümle ise övülenlere ayrılmıştır. Dolayısıyla tavırları kıyaslanan iki kesim birbirinden vav ile ayrılmıştır. Kınanan te'vil, elbette anlamayı değil anlamı bulandırmayı (fitne) hedefleyen te'vildir. Müteşabih âyetlerin bu âyette ifade edilen iki hikmeti vardır:
1) Kalplerin sınanması.
2) Vahiy üzerinde derin düşünceyi kışkırtması.
Son tahlilde muhkem ve müteşabih, "tek boyutlu" ve "çok boyutlu" anlama delâlet eden bir kavramlaştırmadır.
6 Krş: "Ve onlar ne zaman yoldan saptılarsa, Allah da onların kalplerinin sapmasına izin verdi" (61:5). Bu âyet düzetlme işleminin bir sonuç olan eylemden değil, onun ilk sebebi olan tasavvurdan başlamasını ihtar eder.
7 Kur'an'daki tüm dua âyetlerinin maksadı Allah'tan istemeyi öğretmektir.
21 Âl-İ İMRAN SÛRESİ 1-25 - Mustafa İslamoğlu - Tefsir Dersleri
Son tahlilde muhkem ve müteşabih, "tek boyutlu" ve "çok boyutlu" anlama delâlet eden bir kavramlaştırmadır.
6 Krş: "Ve onlar ne zaman yoldan saptılarsa, Allah da onların kalplerinin sapmasına izin verdi" (61:5). Bu âyet düzetlme işleminin bir sonuç olan eylemden değil, onun ilk sebebi olan tasavvurdan başlamasını ihtar eder.
7 Kur'an'daki tüm dua âyetlerinin maksadı Allah'tan istemeyi öğretmektir.
21 Âl-İ İMRAN SÛRESİ 1-25 - Mustafa İslamoğlu - Tefsir Dersleri
"Allah müteşabih âyetleri Kur'an'a niye koydu?" diye Zemahşerî soruyor.
Mustafa İslamoğlu Hoca Müteşabih konusunda bir soruya cevap veriyor.
Müteşabih ayetleri kimler yorumlayabilir? / Prof. Dr. Şaban Ali Düzgün
Müteşabih Ayetler - Prof.Dr. Mehmet Okuyan
Muhkem - Müteşabih Ayetler
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder