Sayfalar

27 Mayıs 2017 Cumartesi

40.Mü'min Sûresi 23-46. Âyetler


Kovulmuş şeytanın şerrinden Rahmân Rahîm Allah'a sığınırım

23 Doğrusu Biz Musa'yı, mesajlarımızla ve (sahibinin doğruluğuna şahit olan) yaptırım gücü tartışılmaz bir belgeyle17 elçi göndermiştik:
24 Firavun'a, Hâmân'a ve Karun'a...
18 Fakat onlar "Yalancı sihirbazın teki" demişlerdi.
25 (Musa) kendilerine tarafımızdan gönderilmiş malum hakikatle gelince,
19 "Onun yanında yer alan mü'minlerin kadınlarını sağ bırakıp oğullarını öldürün!" dediler. Kâfirlerin entrikası asla hedefine ulaşmayacaktır.
26 Firavun "Beni bırakın, şu Musa'yı öldüreyim!" dedi ve ekledi: "O Rabbine yalvaradursun; ama ben asıl onun sizin hayat tarzınızı
20 değiştirmesinden ya da ülkede düzenin bozulmasından korkuyorum!"21
27 Musa dedi ki: "Ben kibre kapılıp Hesap Günü'ne inanmayan herkesten benim de Rabbim sizin de Rabbiniz (olana) sığınırım.
28 Firavun'un yakın çevresinden olup da imanını gizleyen mü'min bir adam şöyle çıkıştı:
22 "Bir adamı sırf 'Rabbim Allah'tır' dediği için, üstelik size Rabbinizden, hakikatin apaçık delilleriyle geldiği halde öldürecek misiniz? Kaldı ki, eğer yalancıysa yalanının zararı yalnız kendisinedir; yok eğer gerçeği söylüyorsa, tehdit ettiklerinin hiç değilse bir kısmı gelip sizi bulacaktır: çünkü Allah yalan dolanla kendini ziyan eden birini23 asla hedefine ulaştırmaz."
29 "Ey kavmim! Bugün iktidar sizin tekelinizde, ülkede ezici güçsünüz; tamam ama, eğer Allah'ın cezasına maruz kalırsak bize kim yardım edecek?"
Firavun dedi ki: "Ben size sadece kendi görüşümü bildiriyorum; ve sizi doğru olan alternatifsiz bir yola24  yöneltiyorum."
30 Yine iman eden kimse söze girerek dedi ki: "Ey kavmim! İnanın ki ben, şu (inkârda) ittifak etmiş toplulukların helâkine benzer bir günün sizin de başınıza gelmesinden korkuyorum;
31 yani Nûh kaviminin, 'Âd ve Semud'un ve onlardan sonrakilerin uğradığı türden bir helâkin... Bir de (unutmayın) ki Allah, kullarına haksızlık etmeyi asla istemez."
32 "Ey Kavmim! Ben, herkesin birbirinden imdat dilediği o günün aleyhinize sonuçlanmasından korkuyorum.
33 O gün arkanızı dönüp kaçmaya çalışacaksınız, fakat Allah'ın (adâletinden) sizi kurtaracak kimse bulamayacaksınız: zira Allah kimi saptırırsa artık ona yol gösteren kimse bulunmaz.25
34 "Ve doğrusu daha önce Yusuf da size hakikatin apaçık belgeleriyle gelmişti; ama onun size getirdiklerine karşı sürekli bir şüphe taşıdınız; en sonunda Yusuf ölünce, kalkıp 'Allah ondan sonra bir daha elçi göndermeyecek'26 dediniz!"
İşte Allah düştükleri kuşku bataklığında debelenerek kendilerini harcayanları böyle yoldan çıkarır. 
35 Bu gibiler kendilerine ulaşmış hiçbir etkin belge ve yetki olmadan Allah'ın âyetleri hakkında ileri geri konuşurlar: (Bu) hem Allah katında, hem de iman edenler nezdinde büyük bir bayağılaşmadır: İşte Allah her kibirli zorbanın kalbini böyle mühürler.27
36 Ve Firavun "Ey Hâmân!28 diye emretti, "Bana görkemli bir kule yap! Belki böylece (amacımı gerçekleştirecek) araçlara ulaşırım; 
37 gökleri aşacağım araçlara...Böylece Musa'nın ilâhına erişebilirim (!).29 Hoş, ben onun bir yalancı olduğunu sanıyorum ya!"
İşte kötü davranışı Firavun'a böylesine güzel göründü ve doğru30 yoldan alıkonuldu:31 neticede Firavun'un düzeni, çöküşü (hızlandırmaktan) başka hiçbir işe yaramadı.
38 Derken iman eden o kimse, "Ey kavmim" dedi, "Bana uyun ki ben sizi akl-ı selim yoluna yönelteyim! 
39 Ey kavmim! Bu dünya hayatı sadece kısa vâdeli bir hazdır; bir de öteki (hayat) var: kalıcı diyar orasıdır.
40 Kim bir kötülük işlerse, sadece yaptığı kadarıyla cezalandırılır; ama kim de imanlı olarak güzel davranış sergilerse, -erkek ya da kadın fark etmez- işte bu gibiler cennete girecek ve orada haddi hesabı olmayan nimetler ikram edilecektir."
41 "Ey Kavmim! Nasıl oluyor da ben sizi kurtuluşa çağırırken siz beni ateşe çağırıyorsunuz? 
42 Siz beni hem Allah'ı inkâr etmeye hem de (tanrısal bir nitelik taşıdığı) hakkında hiçbir olmayan şeyleri32 O'na ortak koşmaya çağırırken, bense sizleri mutlak üstün ve yüce olup tekrar tekrar bağışlayana çağırıyorum.
43 Kesinlikle, sizin beni çağırdığınız şey ne dünyada ne de âhirette kendisine çağrılmaya lâyık bir şey değildir; zaten dönüşünüz de Allah'adır: ve elbet kendini harcayanlar ateşin yoldaşıdırlar.
44 Ve bir gün gelecek, bu sözlerimi bir bir hatırlayacaksınız. Bense işimi (ve ona ilişkin hükmü) Allah'a havale ediyorum: çünkü Allah kulların her şeyini görmektedir."
45 Derken Allah onu kavminin çirkin tuzaklarından korudu;33 Firavun ailesinin helâki ise azabın en kötüsüyle oldu: 
46 Ateş...Onlar o (ateşe) sabah ve akşam sunulacaklar;34 ve Son saat gelip çattığında (Allah şöyle buyuracak): "Firavun ailesine daha şiddetli cezayı verin!"

Dipnotlar

17 Sultân için bkz:17:65, not 86.
18 Bu üçünün birlikte anılması anlamlıdır. Zira bu üçü iktidarın üçayağını temsil eder: Firavun siyası ayağı, Hâmân bürokrasi ayağını, Karun ekonomik ayağı.
19 Arapça'da geçişsiz bir fiilî geçişli yapmanın birden çok yolu vardır. Fakat bir fiilî tef'il veya if'al babına taşıyarak geçişli yapmakla bâ edatıyla geçişli yapmak arasında fark vardır. Diğerlerinde öznenin aynı anda ve aynı yerde nesneyle birlikte olması şart değilken, sonuncusunda şarttır (Furûk). Burada câe bi şeklinde gelidiği için, "hakikati getirince" mânası değil "hakikatle gelince" mânası verdik. Çeviri boyunca buna uymaya çalıştık. Aksi durumlar ya istisnalar ya da gözümüzden kaçanlardır.
20 Dînin anlamı için ilk geçtiği 107:1'in ilk notuna bkz.
21 Fesad Kur'an'da hep insan davranışlarının neden olduğu ferdî, ictimaî ve tabiî çözülme süreçleri için kullanılır (Bkz: 30:41, not 49).
22 Saraydaki gizli mü'min kimliği yoruma açıktır. Süddi'ye göre Firavun'un amca oğludur. Asiye diyenler vardır. Bir ihtimal daha var: hanedanlar tarihinde istinaî olan muvahhid kral Ahneton. Ahneton iktidara gelince putperest Amon dinini yasakladı, sarayı halka açtı, Ahataton (Tanrıya adanmış şehir) adlı bir yeni bir başkent kurdu. Nihaî tahlinde bu âyet imanın gücünü temsil eden bir örnektir. Zımnen verilen mesaj şudur: 'Allah dilerse, küfrün ve zulmün kalbinde dahi yiğit mü'minler var eder.' Tabii ki Allah'ın ne zaman dileyeceği de, değişmez ve bozulmaz sünnetullah ile belirlenmiştir. Kullar elindeki geleni yaptığı zaman.
23 Musrifin açılımıdır (Bkz 39:53).
24 Mâ...illâ...kalıbının bu bağlamdaki en uygun karşılığı.
25 Zımnen: "Kim Allah'ın desteğini reddederse". Bkz: "Allah yoldan çıkmışlardan başkasını kesinlikle saptırmaz" )2:26). Aynı mânayı 34. âyetin son cümlesi de içermektedir.
26 Bu iki anlama gelir: Birincisi, Hz. Yusuf'tan sonra peygamberlik kurumunu toptan inkâr etmek. İkincisi, "Yusuf'tan sonra Yusuf gibi bir Peygamber asla gelmeyecek" demek. Her iki anlamda da bir ikiyüzlülük, bir samimiyetsizlik görülmektedir. Yaşarken peygamberliğine kuşkuyla bakılan Hz. Yusuf, vefatından sonra geriden gelen peygamberleri inkâra malzeme yapılmaktadır. Bu küfür, onu över gibi yaparak icra edilmektedir. Bu da, 5. âyette dile getirilen "batıla uğruna, hakikati kendisiyle alt etmeye çalışma"nın bir başka yöntemidir.
27 Bu parafın içeriği de, kendisinden önceki pasajda olduğu gibi "mü'min adam"a nisbet edilebilir. Fakat 35.âyetteki "polemik yapanlar" ifadesi, bu pasajı sûrenin başındaki 4. âyete bağlamaktadır. Dolayısıyla bu paragrafın içeriği Allah'a isnat edilmelidir.
28 Hâmân için bkz: 28:38, not 46.
29 Ünlem, Firavun alayına dikkat çekmek içindir.
30 es-Sebîldeki belirlilik çeviriye "doğru" kelimesiyle yansımıştır.
31 Ya da sadde okuyuşuna istinaden: "doğru yoldan döndü".
32 Kur'an'ada sık geçen bu kalıbın açıklaması için bkz: 29:8, not 8.
33 Hicrete adım adım yaklaşıldığı bir zaman diliminde bu pasajın ilk muhatabına mesajı açıktır: Sana karşı kurulan tuzaklara ve suikast planlarına karşı Allah sen de koruyacaktır. Bu ilâhî müjdenin gerçekleştiğine tarih şahittir.
34 Zımnen: "sürekli". 55. âyetteki "akşam sabah Allah'a anmak" bunun mükabilidir. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder